10 Eylül 2023 Pazar

King The Land: Dizi Yorumu


Evet, ponçik sayılabilecek bir diziyle daha karşınızdayım. Fazla ponçik...

Korelilerin son zamanlarda gelişen dizi sektörüyle birlikte gelen fazla "pürüzsüz" detaylandırmaları beni aşırı rahatsız etmeye başladı söylemeden geçemeyeceğim.

Korelilerin mükemmeliyete, beyaz tene, pürüzsüz yüzlere takıntılı olduklarını ezelden beri biliyoruz. Ama teknoloji geliştikçe bunlardaki takıntı daha farklı bir seviyeye ulaşıyor herhalde. Artık gerçekçi olmayan insanımsı oyuncuları izleyip, kendi kendimize niye böyle olamadık diye tribe giriyoruz. 

Kore dizileri, kendini mükemmel göstermek isteyen oyuncuların yeni sosyal medyası.

Her neyse. 

Dizinin Konusu: Prestijli bir ünvana sahip olan King Otel için iş başvurusunda bulunan Sa-Rang sürpriz bir şekilde oradan kabul alır ve çalışmaya başlar. Yurtdışından yeni gelen otelin tek erkek varisi ile ilginç tanışmaları ve aralarında gelişen ilişki dizinin ana konusudur.

Dizi Oyuncuları


Lee Jun Ho | Gu Won




Im Yoon Ah | Cho Sa-Rang




Kim Ga Eun | Kang Da Eul




Go Won Hee | Oh Pyeong Hwa





Dizi hakkındaki yorumlarım;

  • Aslında klasik romantik Kore dizisi tadında tatlı, deli dolu bir dizi. Olay örgüsü fena değil, yer yer sıkıcılaşan ama sizi koparmayan bir ilerleyişi var.
  • Lee Jun Ho'nun böyle bir dizide harcandığını düşünüyorum ne yalan söyleyeyim. Böyle dizileri bilirsiniz, kıza aşık rolü yapıp ölüp bittikten sonra çok fazla performans sergilemenize gerek kalmaz. Kısacası bu tür diziler kaliteli bir oyuncunun kendini ön plana çıkaracağı veya kendini ispatlayacağı türden diziler değildir. Lee Jun Ho'nun ise hepimiz Just Between Lovers'daki mükemmel ötesi oyunculuğuna şahit olmuş insanlar olunca, burada biraz şey kalıyor, eh. Kötü mü değil, sadece o mükemmel kabiliyeti gösterecek alan kalmamış yavruma, ona üzüldüm.
  • Im Yoon Ah yaş aldıkça oyunculuğunda ilerlemeler olmuş. Yine ponçik minnak kız rolleri ona veriliyor ama bu sefer hakkıyla oynuyor cidden. Burada baya beğendim kendisini. En gereksiz diyebileceğiniz sahnelerde bile devleşip oynadı kız, tebriki hak etti.
  • Yan rollerdeki kızlarımın ponçikliği bir ayrı güzeldi ya! Oynadıkları karakterlerle diziye nefes olmuşlar, bayağılıktan kurtarmışlar resmen. Yazılan hikayeleri de diziyi hep diri tuttu, merakı kamçıladı diyebilirim son ana kadar.
  • Diziye büyük paralar harcanmış, onu gözünüzü dolduran lüks dolu şeylerden anlayabiliyorsunuz. Sponsorlar olmuş zaten, özellikle Dior falan. Dior bebeğim... Sen Kore dizilerine reklam verecek kadar düştün mü (!) be aşkım!
  • Sa-Rang'ın anne babası hakkında sakız gibi çektirilmiş hikayeler duymamak da beni mutlu etti açıkçası. Normalde böyle karakterlerin anne-babası olmayagörsün, hemen bir dram yaratalım, kıza acının en büyüğünü çektirelim, bölümleri uzattıkça uzatalım tribi oluyor, ona girilmemesi de hikayenin izlenebilirliğini artıran etkenlerden.
  • Baştaki eleştirilerime tekrar değinecek olursam, başrollerin sanki yüzüne melek tozu serpilmişcesine ak-pak olmaları, burunlarını bile yok edecek abartılı makyajları ama ilginçtir ki o ikisi dışında da kimseye öyle abartmayıp doğal halinde bırakmaları bir garipti cidden. Ya hepsine yap, ya ortasını bul ya da hiç dokunma arkadaş. Kore kültüründeki en nefret ettiğim olay bu sanırım hala. İnsanları fanusta yaşıyormuşcasına gerçek dışı bir hayata inandırıp kendinden şüphe ettirmeleri, kıyaslatılmaları hoşuma gitmiyor ve bu dizide bu durum üzerinize kusuluyor!

Kısaca, çerezlik önerilir. Vakit geçirmek için kötü bir tercih değil. 

7.5/10

Sevgiyle kalın, sağlıcakla yaşayın...